10 Kasım 2012 Cumartesi


İşte O zaman!..

İnsanı hüzünlendiren nedir?
Şarkılar mı? Düşündükleri mi?
Yapamadıkları mı? Ne? 
Nedir bu insanları hüzünlü kılan varlık?
Yoksa sadece üzülmek için mi bütün bu çabalar?
Hüzünlü şarkı açarsan hüzünlenirsin.
Çok düşünür kafa yorarsan hüzünlenirsin.
Yapamadığını düşünür pes edersen hüzünlenirsin.
Hatta hüzünlenmekle kalmaz ağlar kendini ruhunu yıpratırsın.
İnsanlar hüzünlenmek için ellerinden geleni yaparlar.
Üzülmek, ağlamak isterler, belki yersiz belki yerli bir sebeptendir.
Ama şunu hiç düşünemezler.
Aslında hayat üzülmeye değer değildir. 
Hüzünlendiğin, ağladığın zaman her kimse için, ona değil
Sadece kendine yaparsın. 
Acı çekmeyi sever insan. 
Alışır ağlamaya, her sorununu ağlamayla çözmeye.
Hiç düşünmezler, aslında seni üzenin üzülmesini, sen üzülürsen onlar 
üzülmez. Sevinirler!
Sen mutlu olursan, işte o zaman içlerini bir huzursuzluk kaplar.
Neden üzülmedi, neden ağlamadı diye bir iç hesaplamaya girerler.
Mutlu olursan sen! İşte o zaman kazanırsın.
İşte o zaman kaybedenler onlar olur.
Sadece pes etme ve yüzünden gülücükleri eksik etme. 
Sen sen olduğun için değerlisindir kendine!..

- Ebrar Kıvrak -


19 Haziran 2012 Salı

Yeter ki Gel De..


Kalbin istiyor beni biliyorum. 
Gelmemezlik yapma.

Seviyorum seni,
Gel artık bana.

Bu kadar beklemek yetmez mi?
Susturma artık kalbini.

Sevme başka elleri,
Bir el bile sana benden daha yakın.

Kaçma artık benden.
Gel yanıma gel de sevelim.

Hiç bırakmayalım birbirimizi.
Kalplerimiz birleşsin.

Acıtma artık aşkımızı.
Yeter susup kalma karşımda.

Aç kollarını bana.
Sen gelmesen de ben koşarım kollarına.

Yeter ki sen gel de bana.
Yeter ki aç kollarını bana.

" Ebru Kıvrak."


18 Mart 2012 Pazar

Geç Kalmayın!

İnsan sevdiğinin kıymetini uzaklara gitmeden ya da başına bir şey gelmeden bilemezmiş.
İşte ben de onlardanım. Çok sevdiğim birinin başına kötü bir hastalık geldi.
Ama benim yapacak hiç bir şeyim yok elimde, aslında tek bir şey var.
O da "Kur'an-ı Kerim" okumak ve ben bunu yapmaktan bile aciz bir insanım.
İnsan kaybedince bilir ya kıymetini o gidince der ya hani "keşke burada olsaydı da
yine bana kızsaydı" diye. Bunların kıymetini baştan bilseydik eğer belkide sonuçlar daha
farklı gelişebilirdi. Belki de daha önce fark edilseydi bu canımızı yakan şey, daha iyi 
sonuçlar almamıza yol açabilirdi. Keşke diyorum ama keşkeler bir zaman sonra hiç mi hiç
işe yaramıyorlar. Aslında hiç bir zaman yaramadılar ki şimdi yarasınlar.
Keşke yi ağzımızdan söküp atabilsek ne güzel olurdu. Keşke demeden durabilir miyiz?
Bunun cevabını ben de bilmiyorum, çünkü her lafımda bir keşke var, keşke olmasaydı belki de
sevdiklerimizin kıymetini daha iyi anlayabilirdik.
"Ne alaka"  demeyin belki de bilmeden de olsa biz bu keşkelerin arkasına saklanıyoruzdur.
Bunu kimse bilemez..
Biz insanlar ne kadar da benciliz. Biz sevdiklerimizi kıran mahluklarız, değer verdiğimizi sanırız ama aslında 
değer verirken onları kaybederiz.
En ufak bir şeyde birbirimizin kalplerini kıran bencil yaratıklarız.
Madem değer veremiyoruz tam, o zaman kimseden de değer beklememeliyiz belki de.
Bu çok ağır olurdu değil mi? 
O zaman ne bekliyoruz değer vermek için?
Hasta olmasını ya da uzaklara gitmesini mi? Birinin kıymetini anlamak için geç kalmadan kıymet verin sevdiklerinize.
Benim gibi geç kalmadan, pişmanlık duymadan, ne yaparsa yapsın ses çıkarmadan, onun kıymetini bilerekten
kıymet verdiğinizi, sevildiğini  hissettirin..

GEÇ KALMAYIN..

 -EBRU KIVRAK-
13.03.2012 Pazar
12:08..