Kayboldum sokakta, karanlık etraf,
korkuyorum ama belli etmiyorum,
sanki beni takip eden birileri varmış gibi
tedirginlik içinde yürüyorum, arkama bakamıyorum korkudan,
sanki hiç bir şey yokmuş gibi, içimdeki bu büyük korkuyu kimsenin hissetmemesi için çaba sarf edişim hayranlık verici,
birden duruyorum ve ayağıma bakıyorum ayağım çıplak
nedense ve hissetmiyorum gibi bir durum ortaya çıkıyor,
üşümekten uyuşmuş sanki, yürümeye devam ediyorum
sonsuz bir karanlıkla karşılaşıyorum, bana sanki tebessüm
ediyor ve garip bir durum var ki beni yanına çağırıyor,
elini uzatıyor, biraz korksam da tutuyorum elini,
gülümsemesini hiç kaybetmiyor ve ben de gülümsüyorum karanlığa,
beni sonsuz bir ışığa bırakıyor, giderken
"sakın unutma karanlıktan korkanlar aciz insanlardır,
sen onlardan farklısın" diyor ve gidiyor şaşkınlıkla karanlığın
arkasından bakakalıyorum ve şunu anlıyorum,
aslında karanlık düşmanım değil dost'ummuş ve
bir şey daha fark ediyorum ki, karanlık ve ışık
aslında çok iyi iki dostmuş..
-Ebru Kıvrak-
18.12.2012 Pazar..
16:14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder